‘Kaya Genç, eskinin romanlarının üslubunu ve atmosferini gerçekten de çok iyi yakalamış. İstanbul’u anlatırken tarif ettiği mekânlar ve insanlar sanayi devrimi Londra’sının ya da Paris’inin sergilediği sefilane manzaralarla aynı. Başıboş köpekler, izbe sokaklar, dağılmış çöpler, terk edilmiş evler, birbirinden tuhaf insanlar… Binbir Gece Masalları’nın, hepsi de parodik özellikler taşıyan Gargantua ve Pantagrel, Don Kişot, Tristram Shandy gibi romanların, Thomas de Quincey’nin, Gogol’ün, daha yenilerde Kafka’nın izlerini sürebilirsiniz’—Ömer Türkeş, Radikal
‘Postmodern zamanlar olduğuna ikna edildiğimiz ve tersine sloganlar üretilerek, ‘slogan’ın en hafif tabirle tu kaka edildiği bugünlerde, kitabın girişinde ‘slogan’ atma cesaretine sahip bir ilk kitap sahibi Kaya Genç… Macera’ya dair söylenen ‘iktidar yitimi’, okuyucunun kitapla arasındaki mesafenin yazar tarafından sıklıkla belirtilmesi yöntemiyle de kuruluyor. Yazar muhatabına mütemadiyen okuduğu şeyin bir kitap olduğunu hatırlatıyor’—Said Aydın, Zaman
‘Sema Kaygusuz, Müge İplikçi, Faruk Duman ve onlardan da daha genç olan, bir tek romanı yayımlanan ama edebiyata bakış açısını çok yakından izlediğim ve çok olumlu bulduğum Kaya Genç’in daha şimdiden çok iyi yazarlar olduğunu düşünüyorum… Postmodern yaratım biçimiyle içli dışlı kurguları (…) şimdi kendi halinde duran ama yenileri için kışkırtıcı olabilecek yapıtaşları gibi duruyor… [Genç’in de aralarında olduğu] bir dizi yazarın güçlü bir kuşak doğumunu gerçekleştirmeye başladığından kuşku duymak için, edebiyatı kör kalıplar içinde yaşamak gerekir’—Semih Gümüş
‘[Macera gibi] bencil kitaplar vardır (Marcel Proust’unkileri düşünün); okurun kendi sıradan, savruk ve çoğu kez sıkıcı hayatını reddedip sadece kendi varlıklarını dayatırlar… Genç, hâkim okur tercihlerine aldırmadan zor olanı yapıyor. Bildik hikâye örgüsüne yüz vermeyen bir anlatı tutturuyor, çoğu heyecanlı olayı öylece gelişmeden bırakıyor, umulmadık bir ayrıntıyı bir anda maceranın tam kalbine yerleştiriyor. Büyüleyici güzellikte cümleler kurmasaydı, bütün bunlar bir deney olarak kalırdı; ama kurduğu anarşik yapıda bu cümleler bile yetmiyor Genç’e. Yeri geldiğinde (ve gelmediğinde) kendi kahramanlarına bile posta koyarak oyunun kurallarını yeniden değiştiriyor’—Yenal Bilgici, Newsweek Türkiye
‘Kaya Genç’in hacimli ve oyunbaz hikâyesi Türkiye’de eşine pek sık rastlanmayan cinsten bir roman. Yazar, klasik anlatı kalıplarını tamamen dışlayan, olay örgüsüyle, karakter gelişimiyle çok uğraşmayan bir dil ve dünya inşa etmiş. Tam tersine yazar yerleşik olan ne varsa onunla dalga geçiyor, aşındırıyor… Brechtyen bir üslupla bize bunun bir roman olduğu çok bilmiş bir anlatıcı tarafından sürekli hatırlatılıyor… Yazarın karnalavesk dünyası sadece edebi türün sınırlarını dışına çıkmıyor aynı zamanda iktidar, sömürgecilik, ırkçılık, diktatörlük gibi ciddi meseleler üzerine de düşünüyor. Kaya Genç’in satır aralarına ve hikâye akışına yerleştirdiği edebiyat tarihinden göndermeler ya da Alice Harikalar Diyarı, 80 Günde Devri Alem gibi anlatı temalarını romanın içerisine ustalıkla yedirmiş. Dolayısıyla her yeni okunuşta farklı bir göndermeyi yakalayabilmeniz olası. Macera, okunması kolay olmayan, dikkat ve zahmet isteyen ama içerisine girildiğinde harika bir dünya ve hikâye sunan eşine pek rastlanmayan bir metin. Özetle Kaya Genç bizi harikalar diyarında, oyunbaz bir maceraya davet ediyor; davete icap etmemek olmaz’—Can Öktemer, Edebiyat Haber
‘Macera ilk bakışta doğal bir dili olan, yani “iletişim aracı” bir dille yazılmış bir ‘yazar anlatısı’. Biçimiyle, biçemiyle klasik anlatıları canlandırıyor, geçmiş bir yazınsal çağın bağlamları üzerine kurulmuş sonuçta. Ama bunu gerçekleştirirken ‘kötü’ bir niyet de taşıyor’—Murat Yalçın, Notos Öykü
‘Hikâyeyi yazmıyor Genç, bir meddah tavrıyla anlatıyor. Anlatırken de Define Adası’ndan Ahmet Mithat Efendi’nin ‘kari’lerine nasihatine, göndermelerde bulunuyor… Adı ile müsemma Genç’in bundan yazacakları şimdi ve artık merak çemberindedir. Macera ile de bunun işaret fişeğini ateşledi çünkü’—Refik Durbaş
‘Fethi Naci, ‘Hangi Türk romanını okuduktan sonra bir kez daha okumak isteği duydunuz?’ diye sorar. Kendi adıma Macera’yı bir kez daha okuyacağıma eminim. Son beş yıl içinde yayımlanan birkaç yüz romandan 100’den fazlasını okudum, yirmisinin, bilemediniz otuzunun sonunu getirdim. Bu romanlardan Macera’nın yazarı Kaya Genç’in ikinci kitabını da merakla bekleyenler arasındayım’— Derviş Şentekin, Radikal Kitap
‘[Macera, romanlar arasında] geçen yılın en iyilerindendi. Sevgili dostum Cem Akaş’a göre, en iyisi’—Levent Yılmaz
‘Kaya Genç’in ilk romanı Macera. Fantastik bir serüven vaat ediyor okuruna hem de olgun bir yazar üslubuyla’—İhsan Yılmaz, Hürriyet
‘Bugüne dek okuduğunuz kitapların hiçbirine benzemeyen radikal bir edebiyat deneyi. Aynı zamanda Genç’in de ilk romanı… Yalnız sizi önceden uyarmalıyım, çok farklı bir okuma deneyimi bekliyor sizi. Bu kitabı ya çok seveceksiniz ya nefret edeceksiniz ama muhakkak ki rahatsız olacak, onu alıştığınız okuma kalıplarına sokabilmek için çabalayacaksınız’—Elif Tanrıyar, SABAH Pazar
‘Macera, alışıldık formların dışında bir roman, klasik anlatım tekniklerini güldürü öğesini kullanarak iğneliyor’—Murat Tokay, Zaman
‘Kaya Genç yapıtını bir yanıyla Binbir Gece Masalları esintisinin öte yanıyla Evliya Çelebi seyahatnamesinin kalıntıları üzerine bina ettiği Osmanlı metni havasında verimliyor… Önceki çağın romanı bir ütopya getiriyordu belki ama günümüz romanı bir ters ütopyayla çıkıyor karşımıza. Nitekim Macera’nın kahramanı Gündüz, atıldığı bir dükkânın deposundan salgın hastalıkla kırılan İstanbul’a geçerken farklı ilişkilenişler sonucu çeşitli serüvenlere katılıyor. Bir açıdan bir kıyamet senaryosu da getiriyor böylece okur için. Ayrıca roman dilinin Osmanlıca metni havası yayması, eskitilmiş yapıntı izlenimiyle kuşatılan serüven adına arınıklık yerine bulanıklığın yeğlenmesi bunu destekliyor büsbütün… Anlatıcı yazarın kendisinin de roman evrenine sıklıkla katıldığı, bir ölçüde yaşama, en genel biçimiyle hayata değgin aforizmalar ürettiği gözleniyor. Bunun romana, bir buyurgan ‘büyük birader’ havası yaydığı görülmüyor değil elbette’—M. Sadık Aslankara, Cumhuriyet Kitap
‘Tek kitapla kendisini kabul ettirdi’—Ümran Avcı, Habertürk
‘Eleştirileri ve çevirileriyle tanıdığımız Kaya Genç, upuzun bir rüyayı andıran ilk romanında zihinsel bir maceraya atılıyor. Gündüz adlı kahramanın şehirdeki salgın hastalıktan kaçışını ve bindiği gemide yaşadığı iktidar mücadelelerini anlatırken, bir yandan da roman tarihiyle hesaplaşıyor’—Tolga Meriç, Vatan
‘Kaya Genç’in Macera romanı ve Laurence Sterne’ün Tristram Shandy’si; peşpeşe okuyun’—İsmail Pelit
Gündüz Vassaf, Metin Celâl, Cem Akaş ve Star gazetesine göre 2008’in en önemli kitaplarından biri


Komik, benzersiz, ürpertici, anlaşılmaz ve elinizden düşüremeyeceğiniz bir maceraya hazır mısınız?
Genç İstanbullu Gündüz’ün yolu bir akşam loş bir dükkâna düşer. Burada yalnızlığına ve özgürlüğüne bir tehdit ve yeni, tuhaf bir dünyaya giriş vardır. Anlaşılmaz bir mantıkla birbirini izleyen olaylarla okuyucu, ölümcül bir hastalığın kırıp geçirdiği sokaklardan, Gündüz’le birlikte, Afrika kıyılarına etkileyici bir yolculuğa çıkar. Uzak kıtaları, karanlık coğrafyaları kahramanca bir genişlikle anlatan ve eğlendirirken gaddarlığını da hiç gizlemeyen nefes kesici macera romanlarını andıran Kaya Genç’in bu ilk romanı, büyüleyici bir dünya kuruyor.
Macera’nın şenlikli ve labirentli cümleleri, yüzyıllardır inşa edilen hikâyelerin baskıcılığını gösterdiği kadar bize onlarla alay etme fırsatı da veriyor. Kısacası bu kitap, sömürgeciliğin ve tepeden bakmanın usullerini unutamayacağınız bir hikâyeyle gözler önüne seriyor.